Şanlıurfa’dan Binlerce Yıllık İnsanlık Tarihi Fışkırmaya Devam Ediyor!
Şanlıurfa’nın Eyyübiye ilçesinde yer alan ve T tipi dikilitaşların ortaya çıkartıldığı Harbetsuvan Tepesi’nin geçmişinin 11 bin yıl öncesine dayandığı anlaşıldı.
Nevali Çori ve Göbeklitepe kazıları ile bilinirliğini artıran Şanlıurfa, insanlık tarihinin bilinen en eski izlerini ortaya sunan geçmişiyle parlıyor. Özellikle yüzeydeki dikilitaşlar ve rastlanılan çakmak taşı aletlere bakılınca tamamen Göbeklitepe ile benzer/çağdaş bir kültürel süreci yansıttıkları düşünülen toplam 12 tane yerleşim yerinin Şanlıurfa’da olduğu belirtiliyor. Bunlardan birisi de Harbetsuvan Tepesi.
Harbetsuvan Tepesi, Şanlıurfa’ya 55 km uzaklıktaki Eyyübiye Belediyesi sınırları içerisinde yer alıyor. Deniz seviyesinden 714 m yükseklikteki tepe ilk olarak 2014’te keşfediliyor, kazılar ise 2017’de başlıyor ve yaklaşık 6 dönümlük alanda halen devam ediyor. Tarım izinin bulunmadığı alanın, MÖ 9 binli yıllarda avcı toplayıcı bir topluluk tarafından kullanıldığı belirtiliyor. Alanda hiç bir seramik bulunamaması da geçmişinin çanak çömleksiz neolitik döneme gittiğini kanıtlar nitelikte.
Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla yürütülen çalışmalarda şu ana kadar T tipi dikilitaşlar, bir erkek heykeli, çok sayıda yabani hayvan kemikleri, depolama alanları ve hayvanları avlamak için kurulan tuzaklar bulundu. Uzmanlar bu bulguların, Suriye sınırı yakınındaki Harbetsuvan Tepesi’nde, o dönemin insanlarının Harran Ovası’na giren hayvan sürülerini takip ederek onları tuzak alanlara sürdüklerini ve sonrasında kayalık bölgede avladıklarını gösterdiğini kaydetti.
Harbetsuvan’daki buluntular, özellikle kaçak kazılar nedeniyle oldukça hasar görmüş olsa da özellikle T tipi dikilitaşlar dikkat çekiyor. Göbeklitepe’de de olan T tipi dikilitaşlar yaygın olarak tapınak alanları olarak nitelendiriliyor. Öte yandan Şanlıurfa’da bulunan T tipi dikme taşların birbiriyle olan mimari benzerlikleri olmakla birlikte herhangi birisinin dini bir ritüel için kullanıldığına dair bir kanıt bulunmuyor. Bunlara aslında sadece özel amaçla yapılmış yapılar denebilir. Bu özel amaç dini ritüel mi bilinmiyor. Aslında T tipi dikme taşlar ve taşlardan örülmüş yoğun tuzak alanları Göbeklitepe, Harbetsuvan ve Karahantepe’de bulunan ortak alanlar. Şanlıurfa’daki önemli kazılara danışmanlık yapan Iğdır Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Bahattin Çelik bu alanları, bir tapınaktan çok hayvanların tütsülenip tuzlanarak stoklandığı neolitik et depoları olabileceği yönünde yorumlayarak farklı bir bakış açısı getiriyor.
En Az 10 Bin Yıllık T Tipi Dikme Taşlar ve Erkek Heykeli Dikkat Çekici
Harbetsuvan’da bulunan ve kireçtaşından yapılma T tipi dikilitaşlardan bir tanesi 160 cm uzunluğunda 50 cm eninde, 22 cm kalınlığında. Üzerinde herhangi bir şey bulunmuyor. Bir diğer dikilitaş üzerinde ise muhtemelen orijinalinde taşa sarılır vaziyette betimlenmiş parmak rölyefleri mevcut.
Bulunan diğer ilgi çekici buluntu ise falluslu bir heykel. Genelde ayakta veya oturarak fallusuyla birlikte tasvir edilen erkek heykellerine son yıllarda Şanlıurfa’da rastlanıyor Harbetsuvan’ın heykeli ise diz çökmüş ya da oturmuş, elleri göğsünde ve fallusu açıkça görünen çıplak bir erkek olarak betimlenmiş. Kafası günümüze ulaşmayan heykelin kafasız hali 70 cm uzunluğunda ve genişliği 26 cm. Bu heykel Göbeklitepe ve özellike Karahantepe’de bulunan erkek heykelleriyle benzerlik gösteriyor.