Bulunan 140 Milyon Yıllık Dinozorun Uyluk Kemiği, 2 Metre Uzunluğunda ve 500 Kilo Ağırlığında!
Dünya üzerinde karada yaşayan en büyük canlı türü olarak bilinen sauropod cinsi dinozora ait devasa boyutlardaki uyluk kemiği Fransa’nın güney batısında bulundu.
Paris’teki Ulusal Doğal Tarih Müzesinden bir ekip tarafından Angeac-Charente‘de yapılan kazı alanında 70 kişinin 5 gün süren çalışma sonrası ortaya çıkarttığı kemiklerin, 140 milyon yıl öncesinde yaşayan otobur dinozora ait olduğu belirlendi. Kalınca bir kil tabakasına gömülmüş olarak bulunan kemiğin sağlamlığı ve büyüklüğü paleontologları sevindirdi
Öldüklerinde genelde kendi üzerlerine çöktüklerinden ötürü tonlarca ağırlığın altında kalan kemikleri parçalanmış olarak bulunurdu. Fakat bu örnekte kemik neredeyse tek parça olarak bulundu. Ölüm nedeni meteor kaynaklı mı yoksa doğal yollarla mı bilinmemekle birlikte, 500 kiloluk kemiğin üzerindeki kaslar, tendonlar ve yara izlerinin görünmesi kemiği, daha da önemli bir buluntu haline getirdi. Uzmanlar buldukları kemiğin ait olduğu hayvanın yaklaşık 50 ton ağırlığında olduğunu tahmin ettiler.
Sauropod olarak bilinen bu dinozor türü aynı zamanda denizde yaşayan mavi balinalardan sonra dünyada yaşayan en büyük ikinci hayvan türü olarak biliniyor. Çok uzun boyları ve kuyrukları olan bu canlıların bazı türlerinin, inanılmaz muazzam boyutlara ve kilolara ulaştıkları bilinir. Özellikle boyunları, zürafa örneğinde olduğu gibi, ağaçlardaki ot ve meyveleri yemek için oldukça uzun olur. Antarktika dahil tüm kıtalarda bu türe ait fosil buluntularına rastlanır.
YAZARIN KİTAPLARI
Yazarın Polisiye / Gizem türündeki romanı KUZGUN, Yediveren Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Yazar romanında gizem öğelerini yaratırken özellikle Mitolojiden ve Antik Anadolu Medeniyetlerinden yararlanmıştır.
KUZGUN
Tanıtım Bülteninden…
Londra’nın göbeğinde peş peşe işlenen cinayetlerin ardındaki izleri takip eden Cinayet Masası dedektifleri, önce Yunanistan’a sonra da Türkiye’ye uzanan macera dolu bir kovalamacanın içinde, tarihin ve mitolojinin büyülü dünyasının kapılarını aralarlar.
Onlar katile yaklaştıkça, tarihin üstü örtülen gerçekleriyle yüzleşecekler ve bir antik çağ uygarlığının izlerini süreceklerdir. Britanya Müzesi’nden çıkıp Osmanlı İmparatorluğu’na kadar giden sırlar ortaya çıktıkça, kadim Likya Uygarlığı’nın topraklarına yapılan ve Patara’ya kadar ulaşan yolculuk derin bir anlam kazanacaktır.
Geçmişteki sırları ve olayların gizemini çözerken önlerine çıkan tehlikelerle dolu yol, onları bir taraftan katile yaklaştırırken diğer taraftan tüm Avrupa’da yaşanacak olan bir çok tartışmanın da başlangıç noktası olacaktır.
“ İngiltere’de başlayıp tanrıların dağında devam eden bu nefes kesen takip, Anadolu’nun tarihsel zenginliği ile yoğrularak ağızlarda enfes bir tat bırakırken, eski defterlerin açılıp zihinlerde tekrar tekrar sorgulanmasına neden olacaktır”
GÜLÇİN KOZ
Kitabı satın almak için aşağıdaki satış noktalarından tercih ettiğinizin üzerine tıklayarak web sitesindeki ilgili sayfaya ulaşabilirsiniz.
Dinazor değil dinozor… Basit bir hata değil bu, gerçekten abestir.
Katkınız için teşekkür ederiz. Abes kelimesini ya yanlışlıkla kullandınız ya da anlamını bilmiyorsunuz.